20090331

It's a frightening and dangerous thing
To give your heart to someone.
Amerika'ya gitmekten vazgeçersem bunun tek sebebi orada Damak'ın olmaması olur. Neyse 2 ay dayanırım herhalde.
Dünyanın en güzel grubu Fairground Attraction'dır.
İnsan hastayken fiziksel olarak ilgi istiyor karşısındakinden. Saçını okşasın, kendi elleriyle çorba yapsın, içirsin, alına sirkeli bez koysun, eklem yerlerine soğuk su ile ıslatılmış elleriyle masaj yapsın, arada bir hikayeler anlatsın, sohbet etsin, ilaç içmenin işkenceye dönüşmesini engellesin, "daha iyi misin" diye sorsun, elini tutsun. Diyemem ki tüm hastalıklarımda yapayalnızdım, kimse bana çorba yapmadı. Lakin ilaç içmenin işkenceye dönüşmesini engelleyemediler hiç. Belki kişiden kişiye değişiyordur, bilemem ama çabalamadıkları kesin. Çünkü insanlar ilaçları çok rahat içebiliyorlar. Hatta o kadar rahat oluyorlar ki sanki ilaç olmasa hayatta eğlenemeyecek, mutlu olamayacaklar. Resmen kahkahalar içerisinde içiyorlar ilaçlarını. Bir minnettarlık mı görüyorum nedir?
Lafı fazla uzattım. Demek istediğim, hastayken çok şey isteyen insanlardanım. Hatta öyle ki birkaç güne kadar iyileşmezsem "Lan hadi atla uçağa gel" diyeceğim arkadaşıma.
İnsan hastayken bir sürü entel dantel tatlı yemek, garip garip kahveler içmek ve lüks yaşamak istiyor. Aynı zamanda evde yalnız kaldığı ve dışarı çıkamadığı için de bu entel dantel tatlıları, garip garip kahveleri kendi elleriyle yapmak geliyor içinden. Ama tabii ki yapamıyor, neden, çünkü evde malzemesi yok. Üstelik dışarı çıkamayacak kadar hasta (shh) olduğu için bakkala da gidemiyor. Böylece biber dolması yiyip su içiyor. Sonra susuyor. Sineye çekiyor.
Facebooktaki "like" olayı, dünyanın en saçma şeyidir.
40 derece ateşle yatmak yerine 40 derece ateşle bilgisayar başında oturuyorum.
Sevgilim bana "ben birkaç adam öldürüp geliyorum" derken bunun tarafımdan çok normal birşeymiş gibi algılanacağını düşünürken yanıldığını göz önünde bulundurmadı hiç.
Hoparlörümün tekinin bozulduğunu düşünüp sinirlendikten 32 saniye sonra aslında sağ kulağımın tıkanık olduğunu farketmem, bu sırada dünya üzerinde 41 kişinin intihar etmesi.
Ekin dünyanın en şirin insanıdır.
Her yeni gün yeni bir başlangıçsa, ne olur yarın sabah hiç uyanamayayım.

20090328

En sevdiğim şarkı Virginia Moon'dur.
Sütlü kahveyi 3, filtre kahveyi 19 şekerli içiyorum.
O kadar sıkıldım ki neredeyse hiç tırnağım kalmadı.
Alma mazbutun aklını, sıçar akide şekeri.
Ben hayatımda iki kere, 4 yapraklı yonca buldum. İkisini de aldım, en sevdiğim çocuk kitabımın arasına koydum. Şimdi kelebek kanadını ararken o 4 yapraklı yoncaları buldum. Ve günün atasözü;
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.
Çok eskiden, bir bahar sabahı penceremin kenarında bulduğum mavi ve turuncu renklerdeki kelebek kanadını, eğer kaybetmediysem benim için çok değerli olan birinin avucuna koyacağım narin bir şekilde. Sonra da filmlerdeki nazlı kızlar gibi yavaşça elimle kapatacağım onun elini, kapatırken ise hafifçe gülümseyecek ve gözlerinin içine bakacağım. Evet yapacağım bunu.
Eminim daha önce çok söylenmiştir ama yine de tekrar etmek isterim.
Sen, Msn'de olup, üstelik çevrimiçi olup iletisine "bulaşmayın, yakarım" yazan arkadaş!
Ateşin var mı?
Bundan böyle daha dobra ve ağır cevaplar vereceğim insanlara. Öyle şirin falan olmayacağım yani. Ne düşünürlerse düşünsünler. Yağız'dan ders almaya başlıyorum. 4 kurda bitireceğim işlerini.

20090327

Yurt dışında okumaya gitmek isteyen benim, yurt dışı eğitim fuarına gidecek olan annem. bu ne yaman çelişki anlamadım ben.
Yasou Elif Sanem Karakoc!
Now you know how to greet people in Greek!

e be flickr, zannediyor musun ki ben şimdi Yunanca'da nasıl merhaba deneceğini öğrendim ve bir daha unutmayacağım. nasıl bir iyimserlik seyrediyor.
Bloglar üzerinden kazanç sağlamak dünyanın en aç gözlü insanlarına özel olarak hazırlanmış bir olgudur.
ffffound, kendimden her gün biraz daha nefret etmeme neden oluyorsun.
Bugün o küçük, sıcacık, neşeli, pozitif enerjiyle dolu olan sahnede, o küçük, gelinlikle dans edip oradan oraya zıplayan, etrafa mutluluk saçan Ece'yi görünce, onu ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha anladım. Daha dün bana incecik sesiyle çizgi film dublajcısı taklidi yapan minik kız, şimdilerde gerek olgunluğu, gerekse yetenekleriyle beni büyülüyor. Aslında hep de büyülemiştir. İyi ki var o.
Nutella, süt, antep fıstıklı krokan ve Burçin Esin.
Louis Armstrong - What a wonderful world.

20090326

HJA_=GHj diye gülen bir arkadaşım var.

20090325

"Pipisi varsa evinden uzak duracaksın" cümlesini sarf eden geleneksel aile üyeleri beni an itibariyle hayattan soğuttu.

20090323

Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart. Facebook, deviantart.

20090322

Sosyomat adlı internet sitesinde bana gelen mesajları okumak beni o kadar eğlendiriyor, o kadar güldürüyor ki, kendimi çocuklar kadar şen hissediyorum. Bugün can sıkıntısından "aa benim Sosyomat'ta bir hesabım vardı, haydi bir bakayım kimler bana ne mesajlar göndermiş" dedim ve karşıma çıkan şeyler zaman zaman sesli gülmeme sebep oldu.
Misal,

Kont Drakula:
merhaba
ben mesut edirnedenim siz
keyifler nasıl bu arada

veya,

plot:
selam nasılsın tanışmak isterdim. metin ben
plot:
lütfen tanışalım isterm.

ya da,

omarturk:
merhaba nasılsın kuşum

ayrıca,

novoselicc:
tanışmamızda fayda görüyorum : )

son olarak, (tek karşılık verdiğim mesajı göstermekten gurur duyarım, "merhabalar"ın ben olduğumu anlamayanın zaten bu blogda işi yoktur.)

obnimi:
mantıkmı duygu mu?
merhabalar:
kaka.

Sosyomat'ı en şahane arkadaş platformu ilan ediyorum.
En kısa zamanda Yonja'da da bir hesap açacağım, kendimi internet alemine adıyor, sosyomat apaçileri günlükleri kadar şen günler diliyorum.

20090320

Hayat, bugünün işini yarına bırakınca güzel.
Ne zaman last fm profilime girsem avatarımın yanındaki "Elif, 18, Kadın" yazısına takılıyorum. Hiç scroplanmamış olmasına rağmen en çok dinlediğim şarkının "I'm not a girl, not yet a woman" olabileceği ihtimali beni korkutuyor. Aslında.
Rapidshare'i kandırmayı çok seviyorum.
Peki ya öğlen uykusu ne güzel bir olgudur? Dışarının boğuk sesleri, çapak, sıcak basması, güneşin göz içine hükmetme çabası. Kedi demeye bin şahit isteyen yaratığın ayak ucunda kıvrılarak, mırıldanarak yatması. Karanlıktan korkmadan uyuyabilmek dünyanın en keyifli şeyi. evet. öğlen uykusu güzel bir olgu.
bu bloga yazarken "gönderme" sayfasında başlık yazacak yer yok. o yüzden tüm "girdi"ler başlıksız oluyor. ne güzel.
buradan dünyanın en pahalı defter markası moleskine'e selam ediyorum.
mutluluk, bilgi üniversitesi'nin sitesindeki öğrenci sayfasına doğru giriş yapmış da olsanız karşınıza "profile not available" yazısının çıkmasıdır.

20090316

Kandırmayayım kimseyi, system of a down dinlerken last fm'in scroplamasını kapatıyordum normal zamanlarda. ama bugün bir ilke imza atarak kapatmadım ve kendimi serj'in muhteşem sesine, müziğin ambiyansına bıraktım. sikmişim türk düşmanlıklarını diye de ekledim üstelik. bu aralar pek terbiyesiz oldum. bilgi üniversitesi yüzünden herhalde. ama en kısa zamanda düzeleceğim merak etmeyin. ha bu arada bugün bilgi üniversitesine elveda dedim kendi isteğimle, o kadar mutluydum ki son kez santralistanbul'un kokusunu içime çekerken gözlerim doldu, sevinçten ağlayacaktım adeta. amele gözyaşları dökecektim. ama artık amele değilim ki. güzel oldu. bu arada devics de çok güzel bir olgu.

20090313

yeni oluşumlardan nefret ediyorum.

20090312

Canım o kadar sıkılıyor ki msn'in yeni sürümünü indiriyorum.
Mavi rengi görünce de.
Sakallarını görünce İzmir'e gelmek isterim.
bilgisayarda son kopyaladığım şeyi yapıştıracağım buraya. neymiş bakalım.

Heteroseksüel

aa.
Özge'yi çok seviyorum.

20090311

Bugün 9'da kalktım. Ve saat 10 sularında kendi kendime "yaa aslında iyi oldu, tüm gün evde oturacak olsam da erken kalktım, hayatım düzene girmeye başlar, mesela bu gece erken yatarım" dedim. Dejavu. Saat 04:16.
duygu bana rakı sevip sevmediğimi sordu. afedersin duygu, götümle güldüm.

20090310

bugün cümle kuramıyorum. sevgiler.
Denali'den sonra dinlenilen Prodigy, insanı nasıl da hayata döndürüyor. Çalışmadığını zannettiğin kulaklığı mp3 çalara takmamış olduğunu farkettiğin an gibi. Sanki.
la la la la la la la life is wonderful diyen dilini kopartıp götüne sokayım jason mraz.

20090309

bu gece erken yatacağım. artık.
uzun bir süre sonra "down by the seaside" dinledim. derin bir hissiyat vermedi. yanılmamışım.
Stalker'lık yaparken yakalanmak da, fenaa.
bir de eğer "hayat için çözüm yolları" isminde bir kitap falan bulursanız bana yollayın. artık posta kodu da gerekmiyor birşey yollamak için. zira hala posta kodumu öğrenemedim.

"8.3.09

Saat gece yarısı 03.00'ı gösterdiğinde başıma aniden bir ağrı giriveriyor. Bu artık bir ritüel halini aldı. (Bu "ritüel" kelimesini bugün 2. kullanışımdı) "
___

Kendime acı çektirmeyi sevdiğime karar verdim. saat 02.32, zaten ağrıyor olan başım iyice azmadan yatmamaya karar verdim sanırım farkında olmadan.
belki zamanın nasıl geçtiğini farketmiyorum, belki de gerçekten gerizekalıyım.
bence 2.

"bence de" diyen arkadaşların ağızlarına sıçayım. asiyim.
az önce Yağız'ın bloguna özendim. hemen aşırı bir özentilikle "acaba her sayfaya tek yazı düşse hmm" diye düşündüm ama sonra vazgeçtim. o "layout" yağız'a yakışıyor.
seni çok seviyorum yağız. bunu söylemek istedim sadece. piknik falan.
Hayatım boyunca hep, küçücük bir ayrıntıyla insanların hayatlarına girip bir anda onları mutlu edip sonra ortadan kaybolmayı istedim. Şu ana kadar hiç olmadı. Sanırım olmayacak da.
Bu kadar.

20090308

Saat gece yarısı 03.00'ı gösterdiğinde başıma aniden bir ağrı giriveriyor. Bu artık bir ritüel halini aldı. (Bu "ritüel" kelimesini bugün 2. kullanışımdı)
uyku bantlarını kimler kullanıyor çok merak ediyorum.

20090307

aşk şarkıları falan bana göre değil.
Biri bana neden TATU dinlediğimi söyleyebilir mi?
onu açıkladıktan sonra bilgisayarımda TATU'nun ne aradığını da belirtebilirse çok sevinirim.

20090306

Zümrüt fotoğrafçılık'ı çok takdir ediyorum. Hiç görünmeyecek halde olan fotoğrafları bile tarıyor ve en yüksek çözünürlükte basıyorlar cd'ye. Üstelik Kadıköy'ün ara sokaklarındaki o boktan 3 santimetrekarelik dükkandan daha ucuza hallediyorlar banyo + cd işini. Filmler normalden iki üç milyon daha pahalı elbette, ama kimin umurunda. Migros'tan başka bir yerden almam filmlerimi.
Sizi seviyorum Zümrüt. Zira stüdyo fotoğraflarınız rezalet.
Ben diyorum ki 80'lerde müzik yapmış olmak yasaklansın.
Duygu:
ne diyodu nakaratında
Duygu:
bi hareket yapıyodu
Duygu:
SENİN PİPİN BU KADAR tarzında
Duygu:
fenaydı
Duygu:
zurna da pipi oluyor.
Duygu:
fatihle aynı yatakta olduğumuzu düşündüm de bi an.
Duygu:
SSSSSTAAAAAHHH.
BİZE NELER OLMUŞ?

Duygu:
herkes seks yapsın.
Moontalk:
OLUR
New Look'u her dinleyişime aklıma gelmenin nedenini çok düşünmeme gerek yok sanırım.
Uffie'nin hot chick şarkısını dinlemeden önce uyukluyordum. şimdi uyuklamıyorum. 15 dakika kazandım.
Moontalk:
http://nasilyardimciolabilirim.blogspot.com/
Duygu:
ahsduıahduıashıHAUISHDUIASHDUIASHDJKASHDJKASHDKUASHDJK
Moontalk:
http://nasilyardimciolabilirim.blogspot.com/
Duygu:
http://corabintekiyok.blogspot.com/
Moontalk:
http://nasilyardimciolabilirim.blogspot.com/
Duygu:
http://corabintekiyok.blogspot.com/
Duygu:
NASILYARDIMCIOLABİLİRİM
Duygu:
ÇORABINTEKİYOK
ABAZALIK

Moontalk:
olm
Moontalk:
kenan doğulu & sıla dinliyorum
Duygu:
öldüm.
TERBİYESİZLİK

Duygu:
çok özledim abi geçen günleri of demek istemiyordum bunu ama içimde patlicak
Duygu:
keşke hep beraber olsak
Duygu:
sonra bi yerlerde kalsak
Duygu:
siz uyusanız
Duygu:
biz uyusak film izlesek.
Moontalk:
(ar)
Moontalk:
fonda pyramid song amına koyayım şu anda
Duygu:
ABİ AMINAKOYİM.
geriye de kavuşacak bir tek kahraman kalmış olur.
yılların melankolisini üzerimizden atarız.
şimdi düşündüm de, o gün ne kadar inanılmaz olur.
Bir gün, bir daha hiç ayrılmamak üzere birbirimize kavuştuğumuzda fonda "rain song" çalsın olur mu?
Bu hayatta 3 tane kahramanım vardı, üçü de uzaktaydı.
Biri artık yanıbaşımda. Geriye kaldı 2 kahraman. Birgün bu üç kahramanı da yanıma alıp, sonsuza dek sarıp sarmalayacağım. işte o zaman, o gün geldiğinde yiğidin biri beni vursun, hiç mühim değil. maksat kavuşmak. 3 sevgiliye de sıkıca sarılmak.

20090305

peki kim "you gotta be" adlı şarkıyı hatırlıyor?
I saw you dancing kafasında birşeydi.
hazırlık, sen nelere kadirsin.

The more I lied, the deeper I sank.
In this town, we have no sympathy.

dedim metrobüs beklerken.
spice girls dinliyorum
facebook'a hala sağlam küfrediyorum.
Moontalk:
bi osurdum facebook yüklemeye başladı videoyu
Duygu:
IUHAISUHIASUHIASHAHHAHIAASKJHASJKHASJKHASJKHASJKHASJKASNJASKNJASKNPASKASOPKSA*KAS*0ASK*0ASK9ASKASKASOLKASOJASOIJASOIASJOIJASIOJASIOASJOIASJASOIJ
Duygu:
ağzına sıçıyım elif
Bugün facebook'a sağlam küfrettim.

20090304

her sabah kendime "bu akşam erken yatacağım" diye söz veriyorum.
"Kalbim İstanbul'da"yı dinledim. mukavva sesleri, şarkının sözleri ve sana yapmakta olduğum video tam harika oluyorken bilgisayarımın kilitlenmesiyle tüm emeklerimin boşa gitmesinin üzerine biraz duraksadım.
Ama yine de "rüyayla yaşanmazmış" kısmına katılmıyorum.


HAAAA TIIIIR LAAAAAAA İZZZZZMİRİİİİİĞ.

20090303

bir insanın bencil olduğunu, otobüsteki son yere oturmak için canla başla koştuğunu gördüğünüz zaman anlarsınız.

20090302

sabahleyin çok güzel olan havanın akşama doğru bozması, kansız insancıkların eldiven ve berelerini "sıcak" havadan dolayı evde bırakmış olmaları, benim bu kansız insanlardan sadece bir tanesi olmam, üşüdüğüm için derinden küfretmem ve bunlar olurken amerika genelinde 3 ergenin intihar etmesi, afrika'da ise tam 38 bebeğin açlıktan ölmesi. tüm bunlar bana dünyanın çok büyük olduğunu ve muhabbet kuşlarının kapı aralarına sıkışıp ikiye bölünme ihtimallerinin büyük dedemden dolayı bilinçaltıma %100 olarak işlenmişliğini hatırlatıyor.
farkına vardım ki adeta bir godoş edasıyla erkek arkadaşımın esprilerini, sözlerini, fotoğraf çekme tekniklerini ve fikirlerini çalıyorum. şimdi sana sesleniyorum sevgili erkek arkadaşım. evet bir godoş olabilirim ama bunların hepsi sevgimden kaynaklanıyor.

20090301

sevgilimin benimle aynı insan olduğuna karar verdim.
bu arada "sevgilim" ne kadar fena bir laf. hele "aşkım" dediğimi düşünsene.